27 Mart 2012 Salı

Tırtıl

Çocuk düşlerime dair ne varsa kaybedip bir yudum daha alıyorum kafeini yüzde yirmi arttırılmış kahveden. gözlerimde ağır bir yaprak kıpırtısı. Tüm akşamlardan çıkıp gelmiş bir kadının susuşu düş yanımda..

Ceplerimden sigara araklıyorum. Oturduğum eski bir ağaç dalından sarkıtarak ayaklarımı suyun üstüne. öyle sıkılgan. Öyle tuhaf toprak kokusu her yanımda.

Nerdesin şimdi? Gittikçe toprağa gömülen bileklerimiz ve o metal atlı karınca nerede?

Gözümden kaçan bir yalnızlık var bu akşam sahilde.Köşedeki erik ağacı çiçek açmış birdenbire. Zaten hep birdenbire oluyor ne oluyorsa. Ne olmazsa. Kangrenli bir tırtıl geçiyor önümden umutsuzca. Parmağımın ucuyla dokunuyorum ona. Ürküyor. Neden sonra birdenbire atlıyor ayaklarımın altından akan suya. Birdenbire kayboluyor.Sonsuzca.

martikibinonikiistanbul

12 Mart 2012 Pazartesi


hüzünler süslüyorum yırtık parşömenlere
önce ayrık otlarını yakmalıydım oysa
sonra sıra gelicekti elbet ellerime
ama hep
yanlış zaman trenleri
sahi
bir tren kar altında nasıl ses çıkartır
duydun mu hiç
hiç içinden kederli bir şarkı tuttun mu
hatırlıyorum
kar yağıyordu
birdenbire düşüyordu yüzüm kar akşamına
çok tütün kokulu bi paltonun içinde
kupkuru üşüyordum
cebimden bi kagıt cıktı,çay istedim çaycıdan
cebimden bi kagıt daha sonra bir kagıt daha sonra
bır cay demli sonra kagıt bır daha bır daha..
..kar dövüyordu kahvenin camlarını
suspus olmuş bi kaç adam gece yarısında kahvede
kagıtları sobaya attm snra.içim acımıstı.hatrlıyorum.