31 Aralık 2015 Perşembe

Grönland'de bir başına ve sigarasız




Kar yağıyor. İncinmiş bir kalbe pansuman yapar gibi.

Sokağa çıkıp elleri ceplerinde bir yalnızlıkla uzun uzun yürümek istiyorum.
Sokağa çıkıp, sonu dosta varacak olan bir yolda yürümek istiyorum.
Sokağa çıkıp, çocuklar gibi şen bir kahkahayı anımsamak istiyorum.

Hiçbiri olmuyor. Hiçbir şey anımsayamıyorum.

Çamurlu yollardan yürüyerek kocaman bir binaya giriyorum. Seramikler kirlenmesin diye özenle siliyorum ayaklarımı paspasa. Sokağa uzak, gök gürültülerine yakın bir katta, tükenişi selamlıyorum.
Geçmişe dair her şeyi deli gibi özlüyorum.

Bitmiş bir film gibi şimdi bu döngü. Bir daha asla o günlerin geri gelmeyeceğini bir daha asla öyle günlerin olamayacağını bilince insan, iyi ki bu yaşamak dedikleri kısa süren bir maceraymış diyor..

'Tanrım, keşke kendi gölgesine razı bir fesleğen olaydım.'

Artık sokakta tanıdığımız kimse yok. Artık kahvelerde beraber kalbimizi kurtardığımız kimse yok. Artık kimse yok.
Hiç kimse.
Hiç.

Kar yağıyor.
Daha da da artacak belli ki.
Ajanslar, korkunç haberleri vermek için çıldırmış bir hırsla yarışıyor.

"Allah kar gibi gökten yağdığında beni anlayacaksın" demişti şair.
Karın yağdığını kimse bilmiyor.
Kendimi anlatabileceğim hiç kimse yok.

Grönland'de bir başıma ve sigarasızım.