16 Kasım 2015 Pazartesi

MERHABA EY BELA


Kötü bir haberi bekler gibi bekliyorum
İçimde kışa aralanmış büyük sessizlik
Kar yağıyor
Terk edilmiş kentleri yutarcasına
Ölüm mangası diye bir şey vardı değil mi sahi?
Bir filmde görmüştüm
Ölümü bekliyorlardı sabaha karşı
Beyazlamış dudaklarında ne bir söz ne bir düş
Kapıya omuz atıp girecek olanı bekliyorum
Karanlık bir rüyaya uyanır gibi
Arınıp bahardan sıyrılarak
Kaosun ve dinmek bilmez denizlerin baş döndüren tayfununa
Elimi uzatıyorum
Merhaba ey Bela!
Beraber talan olacağız
Hallaç pamuğu savuracak düşlerimizi
Merhaba ey Bela!
İşte dudaklarım beyaz işte ellerim boynuna uzanmış
boyuna kanayan bir kederi söküp almak için
Haydi gir kapıdan ve göğüs göğüse bir cenk meydanına açılsın kelimeler
Merhaba ey Bela!
Nefti bir çocukluk ağrısı gibi kuşandığım boran
Toprağın altında yatan kadının ve çocuğun hatırına
Evine gitmeye yüz bulamayan işsiz bırakılmış adamlar adına
Ağıtlar belleyen annemin penceredeki kederli yüzü namına
Merhaba ey Bela!
Ben geldim
Belan olmaya geldim!