27 Ağustos 2015 Perşembe



Sıkılgan bir nehir. Sevemedim bu yaşamak döngüsünü. Yazacak satırlarım yok. Bir kenti arkada bırakacak şevkim, kentim, kendim, yok.

 Nihayete erince koyu kitaplarda savaş, oyulunca radyasyon kaşıklarla çocukların gözleri, bir nebze sona varmış olmayı bilmenin hazzıyla kıpırdanacak yılgın kalbim. 

Sevemedim 'ev'ler kadar insanları da. Hiçbir şey için hiçbir şey.

Şüpheli sinyalle tedirgin olan askerin hızlı hızlı çarpan göğsüne yine de, imrenmedim değil. Bir yerlerimden rikkatle kopuyor, bayat un kurabiyeleri. Sıkılmak, rutin bir keder.