Haberin yok, babam araba aldı
Şen çocuklar gibi sevindik, içimizden
Az yaksın diye tüp taktırdık
Devir tasarruf devri
Haberin yok, Florya sahiline minibüsle gidiyorum artık
İstiridyesi az bu sene kumsalın
Belki rüzgarları beklemeli
Zamanlar geçiyor
Yaşlandık galibalı cümlelerimiz çoğaldı
Tedavülden kaldırıldı mı kırmızı rus bisikletleri
Bir bulabilsem dönüvereceğim çocukluğuma
Bütün yaralarımı temize çekeceğim
Bir tren beklemeyeli yüz yıl geçti
Artık düzenli olarak mide hapları yutuyorum
Akşamlar birden geliyor
Beşiktaş-Üsküdar motorları ikircikleniyor
Eve gitmemek adına bahaneler buluyorum şiir kitaplarından
Maaşımla ay sonu bir türlü uyuşmuyor
Haberin yok, hiçbir şey bildiğin gibi değil artık
Aylık Akbil’e zam yapacaklarmış yine
Yağmur vakitlerde Ada’ya gidebilmenin ümidini taşıdığım
göğsüm
Şimdi solgun ve hastalıklı ve maişet derdine düşmüş bir
çocuğunkinden farksız
Rumeli Feneri’nin yolunu unutalı otuz yedi cumartesi geçti
Başımı kendi ellerimle denize çekip
Çekip fesleğenakşamüzerlerinin rayihasını göklerden
Elbet değildi düş, böyle
Ölümler eşit kıldığı saatlerde bizi
Kuzey ormanlarının soğuk, umutlarımızı tazeleyen nefesi
Diri tutuyordu sükutumuzu
Sonra bir şeyler oldu
Muhtevasında adım geçmeyen
Nehrin gürültüsü dindi
Çember tamamlandı
Sonrası,
Malumun.
ikibinonikiekim-florya