‘Umarım yalnızsındır. Konuştuklarımız son kez ve ilk
defacasına..hem birden unutmuştuk ya kal biraz bir uzunca az bir sırrı iç cebinde saklar gibi’
Yağmur yağsa daha iyi olmazdı elbet kar varken. Sokağı geçti
sarı ışıklarla ve turuncuya boyanmış kardan hüznündeki mimikleri hiç oynatmadan
sola döndü. İlk sokaktan aşağı. Kıvrılan,uzun,eğimli, yaşlı ve güzel bir kadını
anımsatan sokaktan.
Hiçbir yere.
Her zamanki gibi. Hiçbir yere. Bir soluk bile..
Bazen öyle olur. Birdenbire boşalır tüm şehir birdenbire
bütün kahveler, ihtimal dahiline sokulan bütün fantazyalar ve rutinler,bir
büyük ıstıraba dönüşür,siyah bir dünya çekip üstüne -ki illa dünya- o bulanık
iklimde kaybolmak, kaybolup bir daha bulunmamak..
-
Bazen bir şeyleri özlemeyi özlüyor adam. Adamın elinde otuz
iki yılın izleri. Adamın sesi var mı yok mu bilmiyor bu eski hanı doldurmuş
meydaşlar. Yalnız duvarda mum alevinin hareleri yalnız siyah gölgenin uçsuz
hayalleri,şekilleri,korkuttukları ve bir han dolusu üstü kapalı kelimeler.
Kelimeleri kimse sevmiyor şarap dışında. Kelimelerle bir
alıp veremediği hem Adamın.. Hokkanın ucu havada bir ince kavis sonra..hızla
onu takip eden mum gölgesi..ve birden mürekkebin parşömene karışması sessiz ve
güçlü dişiliği ile..
Kadınlar ve topuklar ve vals..hınca hınç şamdanlı
salonlarda. Adam hiç bir yerde.
Onu arıyorum.Onu arıyorum.Onu arıyorum.
Rast gelmiyor hiçbir köşe başında. O parşömendeki isim
sonra..içimi kurtlara hayreden..Soğuk,soluk ürkütücü at sesi ay’ın gölgesinde
sonra,ürpererek..ve Adam dört nala kayboluyor gün doğumunda.
-
Soluk soluğa geçiyor sokağı. Her yanını kar bürümüş şehrin.
İlk sokaktan sağa giriyor. Fransız balkonlardan sarkıtlar uzanıyor avcuna
kadar. ‘Bir kadının avcuna bırakabilmek elini..’ derdi daha da konuşmazdı..hem
konuşsa dahi hamburgerler resimdeki halinden fersah fersah uzakta
olacaktı…sonra sokakta kocaman ışıklı binalardan geçerek ve gerinerek yeşilin
yanmasını beklerken, bu tuhaf, soluk, toza bürünmek üzere olan bu otel odasına
kadar geldim ve elbet bu yol boyunca hiçbir şey gelmedi aklıma. Şimdi yalnız
biraz perdeyi ve pencereyi aralayıp ve bir sigara yakaraktan yalanlarla..
İşte şimdi çok sıkıldım. Bu otel odaları hep yalnız ve
alabildiğine sıkıcı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder