26 Ağustos 2012 Pazar

Çocukluğumuzun geri dönülemez günleri

Akşamlıdır vakit.

Ne varsa kente ve umuda dair, bir bir tükendi. Sokak sokak bellediğim masallar, zihnime yuva yapmış şiirler, oturup içlendiğim filmler..ne varsa.

Artık çıkmıyorum istiklale. akşamlar gelip geçiyor. hengame mi işte her neyse, dur durak bilmiyor. Bir metrodan inip koşar adım biniyorum diğerine. Kimseye çarpmıyorum koşarken. Kimse tanımıyor. Kimseyle karşılaşmıyorum. Kimse olmuyor gittiğim adreslerde. Adımı söylemeyeli kaç zaman oldu hatırlamıyorum. Artık kartvizitlerimiz var. Dost kelimesini anımsamıyorum.

Galiba böyle oluyor yaşamak dedikleri. Bitti. Kalbim ağrımıyor artık. Baş ağrılarım geçti. Yalnız ülserim var yadigar geçmiş günlerden. Bitti. Bir kaç tanıdık yüzle oturup üst üste on iki bardak sade çay içip bir şeylerden bahis açtığımız, gün ortasında bir yerlerde rastgeldiğimiz günler bitti. Hep takıldığımız kahveler yok artık. Hadi sinemaya girelimler falan da.. Yaşamak bu mu olsa gerek? Mukadderat be ismail mukadderat. Gün batımlı bir pencerede omzuna ağladığımız zamanların üstünden kaç ışık yılı geçti hatırlamıyorum bile. Geleceğe dair tumturaklı cümleler falan hani okulun arkasındaki parkta kirli beyaz gömleklerimizle çok sigara içen çocuklar listesine adımızı yazdırır yazdırmaz..

Geçti be abi hepsi. Artık hiç bir şeyi anımsamıyorsunuz biliyorum. Kayıplarınız  kaybedecekleriniz, önemli imzalarınız, kadınlarınız ve merdivenleriniz var. Artık büyük bir mesele benzin zamları ve ticaret hacmi. Böyle olacağını hepimiz biliyorduk değil mi? Ama bir büyük yemin etmiş gibi ne güzel susuyorduk. Yavuz boynuma sarılıp ağlarken nasıl da masumduk be abi. Kar yağarken bir gece yarısı Tolga Hoca'nın dizi dibinde ısındığımız vakitler çok mu uzak be sahi? Ah be abi..Ah. Ne çok geçti vakitler. Şimdi  bomboş ceplerim. Hani o klişe hikaye vardı ya kıyıdan deniz yıldızını toplayan çocuğunki..Ya da cebine istiridyeleri dolduran.. her neyse işte.. Bitti.

Arda kalan anılarımız bile yok. Anılar, derdi Selim İleri. Anılar, varlığımızı yaşamak sınırında tutan şeylerdi onlar. Bitti. Gittiniz. Oysa ben ömrümde yazdığım ilk hikayeme hepinizin adını sığdırmaya çalışmıştım. O zamanlar Görkem'i tanımıyordum tabi. Ama yinede bir hayalim vardı, yıllar sonra Yeşilköy sahilinde bir gece yarısı hepberaber gülebiliriz demiştim. Kimse kimseye küsmez sanmıştım. Semih de olur Önder de demiştim. Güleriz demiştim. Ne çocukmuşum. Dağılan ve gittikçe uzaklaşan galaksiler gibiyiz. Bihaber. Harun vardı, canımın çok sıkkın olduğu bir gün beni Cennetin Krallığı filmine götürmüştü. Nasıl unutabilirim ki. Nasıl iyi gelmişti kalbime nasıl sevmiştim o çocuğu. Feyzullah vardı kalbimde. Herkes iyiydi o zamanlar. Yitirecek hiç bir şeyimiz yoktu. İyiydik. İyi ağlıyor iyi sigara içiyorduk. Çocuktuk. Kirli beyaz gömleklerimiz, doğru düzgün bağlanamamış mavi kravatlarımız vardı. Okuldan kaçıp kahkaha attığımız gecelerimiz vardı. Başımız sıkışsa Tolga Hocamız vardı. Var oğlu vardı. Bir vesileyle hepimiz aşıktık, geceleri uyku tutmuyordu hiç birimizi, oturup hayallerden bahsedebiliyorduk çocuktuk. Oyunlar oynuyor kavgalar ediyor kızların ismini anıyor sokaklarda sabahlıyor futboldan ve arabalardan bahsetmiyorduk. Tavla oynamıyorduk. Gece yarısı tesadüfen rastgeldiğimiz açık bir bakkaldan kaşar salam sandviç yaptırıyorduk, yurttan kaçıp gülüyorduk. Seviyorduk bir şeyleri ve birbirimizi. Çocuktuk. Kocaman hayallerimiz vardı. Kahverengi günlüğümün ardına adlarınızı yazıyordum, adlarınızı adımın yanına yazıyordum. Unutmucam diyordum. Son paramızı taksiye verip sahile iniyorduk.Kendimizi adamdan sayıyorduk, gömleklerimizin önünü açınca bize kimse bişi yapamaz sanıyorduk. Büyük savaşlardan ve ölümlerden haberimiz yoktu. Yeni yeni çıkan sakallarımızı kestirmeleri zulüm geliyordu.

Bitti. İnan ki. Hepsi. Çocukluğumuzun geri dönülemez günleri var artık. Artık hiç kimsenin hatırlamadığı.

Biraz daha dursaydınız halbuki n'olurdu. Biraz daha gülseydik. Biraz daha arabası olmasaydı kimsenin biraz daha karnımıza ağrılar girseydi biraz daha ağlasaydık biraz daha yurttan kaçıp sigara içseydik biraz daha sözler verseydik biraz daha uzasaydı geceler biraz daha unutmasaydık birbirimizi biraz daha barış hakim olsaydı çocuk kalplerimize biraz daha çocuk olsaydık size 'karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak' şiirini okusaydım. Ama bitti.


1 yorum:

  1. üstadım kalem tutan elleriniz dert görmesin... nedense yazdıklarınızda kendi sıkıntılarımı buldum belki de çağımızın hastalığıdır bu.melankoli..siz ne buyurursunuz ?

    YanıtlaSil