10 Mayıs 2012 Perşembe

Quarklar ve Mutsuzluk


Mutsuzum Eleni. Haftalarca demlikte unutulmuş çay gibi yemyeşil çürüdü ciğerlerim, mutsuzluktan. Ve artık başaramıyorum yüzümü gizlemeyi arka cebimdeki çocukluk fotoğrafıma. Mutsuzum Eleni. Birdenbire ölmüş kaplumbağanın kalbiyle duruyorum mutsuzluğun avcunda. Sen duymuyorsun. Gece yarısında söktüler bütün pencereleri ve bir asker vardı yanlarında. Bembeyaz bir ışıkla oydular gözümü. Mutsuzum Eleni. Yaşamamak ağrısıyla donuk bir bakış arasında durmaksızın savruluyorum. Çatı katı yağmur seslerinden korkuyorum ve usulca ölüyorum Eleni. Işıkları açmayın. Birazdan martılar geçecek sahilden ve ben görmeyeceğim, yağmur bürüyecek sokakları tıklım tıkış, sıcacık kahveler içecekler mesud, oysa ben masmavi mutsuzum Eleni. Çektiğim bütün acıların en geç beş saniye içinde kendini imha etmesini istememden mi durup duruyor tüm şarapnel parçaları göğüs kafesimin iç çeperinde ve akciğerlerim yemyeşil ve mutsuzluk bir uzun, bitmek bilmeyen, döndükçe dönen bir uçurum kenarı virajı Eleni.

İç acılarını topluyordu bir adam beyoğlunda. Oysa ben dağıtıyorum mutsuzluklarımı, kuyruğu koptukca çoğalan kertenkeleler gibi çoğalıyor mutsuzluğum ben dağıttıkça ve sabahları gırtlağıma kadar kertenkele kuyruğu ile..

Ben beceremedim Eleni. İnsanları yüzümle mutlu etmeyi, yüzümden gülen insanlarla gülmeyi.

Önce mutsuz oldum. Sonra ardımsıra öldü şehirler. Pencere önü çiçekler ve ciğerlerim. Yağmur çürüdü şehir boyu mutsuzluklardan. ve ben beceremedim. Dikiş tutturamadım insanların gerçekliğinde. Hep bulanık kirli bir camın ardından hayata bakan çocukla kalakaldım puslu bir odada ben beceremedim mutlu etmeyi.Kimseyi ve kendimi. Balıklar öldü. Turuncu ve el ayası kadar olanlar en önce.

mutsuzum Eleni. İçimde çürüyen bir elmanın ıstırabı var.



Evrenin temel yasası: Bağlı olan her şey bir gün çözülür, atom altı parçacıklar bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder