13 Mayıs 2012 Pazar


İçim sıkılıyor bu siyah bulutlar altında. Bir cinayet ihbarını bekler gibi sarılıyorum tütüne. İçim sıkılıyor.

Bazıları anılarını deşerdi değil mi böyle sıkıntılı vakitlerde, onları bir hallaç pamuğu gibi anımsar, anlatır, gülerler değil mi bazıları..
Dönüp anılarımı kurcalamak bana göre değil, mutluluk aramak için. Mutlu insanlar görmedim değil. Gördüm galiba. Biraz bulanıklaşmış olsa da yüzleri ve sesleri, anımsıyor gibiyim.

Gözlerimi kapadığımda böyle vakitlerde, tuhaf bir galata akşamı beliriyor, belli belirsiz. Tuhaf diyorum çünkü hiç bir şeyi seçemiyorum. Gölgeler dolaşıyor akşamın ortasında. Taş sokaklardan iz bırakarak geçiyorlar ve hatta kocaman bir bardak dolusu nar suyu bile içiyorlar. Ben nerede olduğumu  anlayamıyorum bir türlü.-ben neredeyim ben neredeyim-

İnsanlar ölüyor. Duyuyorum kelimelerden. Havada asılmış bir adama ait ne varsa var. İçim sıkılıyor. Ellerimi kestim bir bardak kahvede. Bulutlar sanki hiç kıpırdamıyor.

İlk akşam gariptir. Son akşam da. Hangisinde daha çok karnının ağrıdığını bir türlü hesaplayamazsın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder