9 Haziran 2012 Cumartesi

tahinli kabak tatlısının aşırı acıklı hikayesi


hayır.
kırgın değilim kimseye.
hayır suçlu diil hiç kimse. kimse sorumlu diil bu sürüklenmiş halimden.

ne varsa ben yaptım kendime ne varsa ellerimle ve yüzümle. bir hayat nasıl alt üst edilebilirse öyle. hallaç pamuğu gibi ben savurdum kaderimi. Kendi ciğerlerimi ben acıttım böyle. Ben söktüm midemi bir gece yarısında neşterle. hayır.lütfen konuşmayın lütfen...rica ederim ne demek..yoo hayır tabiî ki gidebilirsiniz buyurunuz ben şu kapıdan atlayacağım birazdan şu kanyona lütfen rahatsız olmayın aslında.

Sigaraçaykahvesigaraçaykahvetahinlikabaktatlısısigaraçaykahvesigara

sonra o girdi kanyondan içeri. büyük kıpkırmızı bir kayanın üstünde küçük beyaz bir odada bekliyordum bir şeyi. yağmur yağmıyordu. o girdi kanyondan. önce beyaz bir gölgeydi sonra büyüyen bir karanlık. yalnız elleri, hiç günah işlememiş gibi sanki, beyaz.

kırmızı bir balığın sırtında ve karnında bıçak izlerimi temizliyordum onu gördüğümde. zaten sonra kapı açıldı. ben kanyona bıraktım kendimi. o hiç bırakmamıştı kendini. ben kendi kendimi..

Beyoğlunda bir sokaktan geçiyorum gece yarısında. Sokağın ortasında bir masa. üç kişi. susuyor. bıraksan gülecekler deli gibi. bırakmıyorsun. Ciğerim acıyor oksijenden. Diyorsun. Başım dönüyor. Şaraptan.

Kıpkırmızı toz içinde kalıyor kanyon. Beyaz bir tül ufuktan geçiyor. Atlar terliyor nehre doğru koşarken. Çorak ve kıpkırmızı bir çölün parmak ucunda bekliyorum. Aşağıdan gemiler geçiyor. Kar yağıyor beyaz yüksek duvarlı odalarda. Boyaları dökülüyor fotoğraflarımın. Geçmişime bulanmış çocuklar çıkıp çıkıp geliyor. Rüyalarımdan sen geçiyorsun Bembeyaz bir karanlık. Panik atak tutuyor tam o anda. Nefesimi ellerimle çıkarmaya çalışıyorum boğazımdan, bir fısıltı gibi dolaşıyor bütün kırmızı kanyonlarda yankısı.

Birdenbire uyanıyorum Pera Sinemasının 3.salonunda.Korkuyorum. Yeraltı diye bir film ikinci kez dönüyor perdede. Dostoyevski’yi anımsıyorum ilk gençlik yıllarıma uzanıp. Uzanmasam ne iyi. Hemencecik çocuklar,küçük olanlar, dişleri dökük olanlar uzanıyor ellerime. Uyumaya çalışıyorum. Canım deli gibi sigara içmek istiyor. Boş sinema koltuklarının arasından kırmızı bir rus bisikleti geçiyor. Boyundan büyük bisikleti sürmeye çalışıyor küçük bir çocuk, ağlayamayarak. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder