30 Ekim 2011 Pazar

önceden ve sonradan önceden ve sonradan ve büsbütün bir an'ın yokluğunda.

sonrasının ne olcagını hiç bilmeden boşluğun üzerine adımlar atarak ve bir şeyler üstüne kelimeler fısıldayarak.
çünkü en güzelini gizliyor kelimeler en güzel örtüyle bir giz susmasının.

sakın söylemeyin kimseye burada oldugumu kimse bilmesin sokakta gezen bir başka adamla yüzümü değiştirdiğimi. Nolur söylemeyin karanlığımı.

Artık cümlelerin ne önü ne ardı.
Hatırlarım zamanları. Tek bir an gibi. O zamanlardı bu zamanlardan başka. Önce kağıdı ve mürekkebi yoklayan ellerimle. Önce kelimeleri seçen sonra isimleri. Önce satır başı yapıp öncü yalnızlıklardan bahseden önce kendim gibisinden.
Şimdi.Hepsi bir anda sökün eden bir çağıltı. Hepsi birdenbire kelimeler.Sadece.Had Gadia Ne ben ne öncesi ne sonrası.
öyle birdenbiresi işte.

Mesela yağmur yağmıyor bir türlü. Mesela bir türlü bu şehre adam akıllı bir kar yağmadı o en son floryada çocukların hiç uğramadığı bir parkta gülmüşlüğümüz gibi. Mesela bir daha bir daha çok daha..

Anlamını yitirdiğim onca ağıt isimleri onca umut kelimeleri onca şiir yazan kül adamlar.Hepsini unuttuğum.Öncesini ve sonrasını.Öncesiz ve sonrasız süresiz bir an'ın içine hapsolarak hapsederek opal anason dumanını.

Mesela korkuyorum hala karanlıktan mesela hala hatrıma geliyor bazı şiir kelimeleri mesela bazı isimler bazen yüzler mesela ilkokul zamanlarının vişne suları mesela mertere giden bulantılı bir servis boğukluğunda birden bire tutan bronşit krizleri mesela bir yağmurlu izmir akşamında ilk çocuk midesi sancımın sokakta kalmışlığıma armağanı mesela hastaneye kaldırılan adamları hatırlıyorum bazen ve çoğusu bir tütün adıyla mesela hatırlıyorum bazen durdurak bilmeden yeşilköyde birdenbire açan beyaz erik ağacını ve gecenin yarıya yakın vaktinde koşarayak hastaneye kaldırışlarımı. En çok çocuk yüzümden anımsadığım. En çok yakındığımı bilmeden mesela hep mesela diyerek mesela hiç bitirmek istemeden mesela şimdi bu süreksiz kelime bulantısını. Mesela her iz bulantısını kelimelerle ilintileyerek mesela her an'ı mesela hiç kaybolmasın diye. Çünkü ölücekler yazmazsam. Hepsi bende. Hepsi bir suskun iç çağıltısı. Bazı fütursuz aylak adam tavrı. Ama ölecekler yazmazsam bir bir hatta birdenbire. Her şey gibi birdenbire. Mesela çocuk vakitleri en çok ölmesinler diye.Mesela postmodern darbe zamanlarında dağ başlarında ebeveynlerimle saklanma oyunları oynadığımı mesela bir dağ evinde hem de postmodern darbe vakitlerinde yağmur altında bisikletten düştüğümü hem de güzel bir kızın önünde. Nasıl kendi kendime güldüğümü mesela sonra. Mesela çocuk dişlerimin nasıl döküldüğünü mesela polanezköy ormanında saklanırken devletten ordan hiç çıkmamayı nasıl istediğimi. bir daha şehre dönmemeyi..mesela izmire giden bir otobüsün buğusunun hatrımda zerre miktarı yer etmeyişinin..
Mesela her şeyi bir kelime altında toplayarak yığınlayarak hatta ve hepsini bir kibrit alevine kurban ederek mesela en cok istediğimden midir bilmeden bilmeden neyi ne kadar bildiğimi ve daim bir çocukluk bulantısının yangın ortasında kalmışlığında ve daim suçu üstüne atılan çocukların kahrıyla ve kahırdan ziyade artık susmayı yeğleyerek en çok. En çok özleyerek. Bir şeyleri bir çok şeyleri..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder