10 Haziran 2012 Pazar

yeşil ekşi elmalar namına

Filmlerden bir şeyler aşırarak çıkıyordu sokağa her seferinde. Yeşil bir elmayı da aşırmıştı bir keresinde kocaman cam bir kasenin en dibinden. Gözlerimle gördüm. Boğazında düğümlendi sonra ekşi bir tat. Ölümden korktu yeşil, ekşi bir elmaya bakarak. Ceplerinden deniz kabukları çıktı sonra, tüm ömrünce. Ömrünce öyle beyaz bir deniz kabuğu daha bulamadı oysa. Bir keresinde bir yelkenliye bindi. Gülümsedi. Kalbiyle beraber denizin ortasında. Sisler geçti saçlarının içinden. Oldum olası sevemedi saçlarını. Oldum olası kendini. Bir köye gidip yerleşme fikrini de. Şehir en iyisiydi. Şehir dediysem de, öyle tumturaklı bir şehir hani. Kocaman meydanlarda yeşil ekşi elmalardan kocaman ve sulu ısırıklar alarak ve ekşiterek daha fazla midesini. Sevdi, sever gibi bir kadını uçsuz mailikler kıyısında, çayı ve türk kahvesini de. Nihayetinde bir yaşil elma fidanı dikti ve hep filmlerden bir şeyler aşırarak yürüdü kıyılarda, o deniz kabuğunu bulabilmek adına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder